Colmar-Strazburg Alsace Şarap Rotası – Beyaz Leyleklerin, Üzüm Bağlarının Masalsı Köyleri

 
Beyaz leyleklerin evlerin bacalarına, kilise çatılarına, şehir girişlerindeki saat kulelerine yuva yaptığı, rengarenk evlerin bulunduğu Colmar ve çevresindeki masal köyleri insanı büyülüyor. Göz alabildiğine üzüm bağlarıyla çevrelenmiş bu köylerden ayrılmak istemeyeceksiniz. Sene boyunca yapılan kutlamalara göre evler ve sokaklar süsleniyor. Yaratıcı ve üretken insanların, sokakları, evlerini süsleyerek festival tadında seyirlik hayatlar sunduğu köyler. Fransa'nın güneyindeki Lavanta kokulu köylerden sonra tart kokulu, şarap rotası unutulmaz anılar yaşattı.
 

Fransa'nın güney doğusunda yer alan bu bölge, Almanya sınırında yer almaktadır. 1871-1945 yılları arasındaki 84 yıllık kısa sürede bu bölge Almaya-Fransa arasında 4 defa el değiştirmiş. Köy isimlerinin hala Almanca olduğu, Alman mimarisinin Alsace özel mutfağı ile harmanlanmasıyla kültürel bir çorba. Vosges dağları eteğinde kuzey-guney yonunde uzanan bir patchwork çalışması. Sıcak iklimi, kireç taşı-kalker gibi volkanik toprak yapısı ile birbirinden lezzetli üzümler ile senelerdir şarap üretimi yapılıyor. Alsace şarapları Fransız-Alman şaraplarından farklı olarak çiçekli, tatlı bir notaya sahip. Alsace mutfağı ve şarapları hakkındaki detaylı yazıyı okuyabilirsiniz.

 

 

 

Colmar – Strazburg Arası Ulaşım
 
Birbirine yakın bu köyleri gezebilmek için ya bisiklet ya da arabaya ihtiyacınız var. İstediğiniz duraklarda durabilmek ve rahat hareket edebilmek için en iyi tercih araç. Bahar aylarında rotayı bisiklet ile gezmekte keyifli olabilir. Fransa'da otomatik vites araç kiralamak pek mümkün değil. Çok az sayıdaki otomatik araç kiralamakta pahalıya mal oluyor Biz 8 günlüğüne Avisten 210 euro ya Citroen C3 kiraladık. Arabaya full ya da yarım sigorta yaptırırsanız üzerine 50-90 euro eklemelisiniz. Fransa'nın tamamı döner kavşaklardan oluşuyor:) Her şehir, köy yuvarlak halka içinde ulaşım yolları tasarlanarak, yol ayrımları yapılmaktadır. Kavşakta biri varsa, o araç çıkana kadar siz giremiyorsunuz:) Bir diğer önemli kural döneceğiniz yöne göre yolda şerit değiştirmek ve orada beklemek. Son olarak genellikle otoparklar ücretli. 'Payant' olarak geçen ücretli noktalara aracınızı park edince, en yakındaki otomata plakanızı girerek o noktada park edeceğiniz saate göre ödeme yapıp, araç camına bırakmanız gerekiyor. Sabah 09:00-19:00 saatleri arası park etmek ücretli, geceleri ise ödeme yapmak zorunda değilsiniz. Bu kurallar dahilin de rahatça araç kiralayabilirsiniz. Bu rotayı 1 depo benzin ile tamamlamak mümkün.

 

 
Bu rotaya en yakın ulaşım Mulhouse havalimanından. Uygun bilet bulamazsanız, Franfurt ya da Stuttgart'an araç kiralayarak biraz daha fazla yol yaparak, rotayı takip edebilirsiniz. Mulhouse havalimanı Almanya-Fransa ve İsviçre'ye çıkışı olan ufak bir havalimanı. Mulhouse Havalimanından Fransa çıkışından çıkarak, araç kiralayabilirsiniz. Colmar buradan yaklaşık yarım saat uzaklıkta. 

 

 
Colmar-Strazburg Ne Zaman Gidilmeli?
 
Masal köylerinde gezerken size çiçekler, yemyeşil bağlar eşlik etsin isterseniz Nisan-Kasım arasında ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Biz soğuk Mart günlerinde arada açan kış güneşi eşliğinde gezdik. Yeşermeye hazır, itinayla düzenlenmiş bağları ile yine de çok keyif aldık. Sokaklar öyle renkli ki, daha da renklendiğinde cıvıl cıvıl festival tadında sokaklar sizi bekler:) Ayrıca bu bölge Chiristmas Market leri ile Aralık ayinda cıvıl cıvıl ışıklandırma ve süslemeleriyle ayrı bir havaya bürünüyor. Özellikle rotadaki Strazburg'a Avrupa'nın en büyük Christmas Marketler ı kuruluyor. 
 
Mutlu insanların yaşadığı festival tadındaki rotada insanlar her daim kutlayacak birşeyler buluyor. Mart ayında baharın gelişi ve Paskalya için bütün köyler süslenirken, baharın gelmesi ile rengarenk çiçekler ve yeşeren bağlarıyla doğal bir tabloya dönüşüyor. Üzümlerin olgunlaşması ile Kasım sonunda yapılan Hasat Kutlaması hazırlıkarı heryeri şenlendiriyor. Kışın gelmesiyle bağların dökülen yaprakları kuruyan dalları köylere hüzün getirmiyor tabiki, yılın en renkli, ışıklı dönemi başlıyor, yeni yıl zamanı. Bembeyaz kar kaplanmış köylerde, rengarenk süslemeler çiçeklerin yerini alırken, yeni bir festival dönemi başlıyor. Hayat her zaman güzeldir, yeter ki yaşamayı bilelim..

 


Colmar-Strazburg Şarap Rotasındaki Köyler
 
Fransa'nın en ünlü şarap rotası resimsel manzaraları, mimarisi, mutfağı ve kültürüyle insanı büyülüyor. Rengarenk evlerin size sunduğu çoşkuyla çocuklar gibi şen hissederek, sokaklarda hoplayıp zıplayarak gezmek istiyorsunuz. 170 km ve 103 köyden oluşan bu rotada nesillerdir şarap üreten üreticilerle tanışarak, üzümler ve şaraplar hakkında bilgi alabilirsiniz. Yerel üreticiler bizzat kendi bahçelerinde size şarap tadımı yaptırıyorlar. 103 köyün tamamını gezmek pek mümkün değil, Mulhouse sonrasında şarap rotasını izlediğinizde birçok köyün ve bağın içinden geçerek, bazılarına uğramadan devam edebilirsiniz. Büyük köylerde mola vererek, kısa bir şehir turu ve şarap tadımı ile yolunuza devam edebilirsiniz. Rotanın en iyi şarap üreticileri ve en güzel köyleri Colmar ve çevresinde yer almaktadır.  Bu bölgeye bolca vakit ayırmanızı, bir günde Strazburg a giderken, yol üzerindeki diğer köyleri gezmenizi tavsiye ederim. Rota boyunca güneyden kuzeye gezebileceğiniz köyler; Thann, Guebwiller, Eguisheim, Colmar, Turckheim, Kaysersberg, Riquewihr, Ribeauville, Dambach La Ville, Barr, Obernai, Molsheim, Marlenheim ve Strasbourg.
 
Biz rotadaki bütün köyleri gezmek yerine vaktimiz yettiğince Colmar çevresini gezerek, Strazburg a giderken birkaç köye uğrayarak tamamladık. Sevdiğimiz köyler hakkında detaylı bilgiler aşağıda:)
 
 
EGUISHEIM
 
Rotanın tartışmasız en ilginç ve eşsiz köyü. Bir daire şeklinde tasarlanmış köye girdiğinizde, kafanızı sola çevirdiğiniz an o eşsiz fotoğraflardaki sokağın ortasına uzanan evi hemen farkediyorsunuz. Güneş henüz yerdeki karları eritmemişken, arnavut kaldırımlı rengarenk sokağa gelince tanıdık bir yüz bulmuş gibi seviniyorum. Rengarenk evlerin sıralandığı yolun sağ tarafındaki hediyelik eşya dükkanın ilerisinde yer alan bisikler kiralama noktasının kapısındaki güzel bisiklete atlayıp, bütün köyü gezmek istiyorum. Sol taraftaki yoldan köyü keşfetmeye başlayınca, bazı noktalarda dikkat buraya yeniden geliceksiniz uyarıları var:) Önce anlamıyorsunuz sonra ee biz burdan geçtik derken, bir anda yön duygunuzu kaybedip, zamanda kayboluyorsunuz:) Kısa sürüyor;) Köy merkezindeki su fiskıyesi ve kilise yi takip ederseniz, sizi kalplerle dolu bir hediyelik eşya dükkanına ve ardından köşedeki fırına çıkaracaktır. Alsace bölgesinin fırınları çok meşhur, kedi gibi hepsinin camına istemeden yapışıyorsunuz:)
 
Dönme dolapta dönermişçesine süslü sokaklarda defalarca yürümek ve kaybolmak hissinden kendimizi alıkoyarak köyü terkediyoruz. Köy girişinde Wolfberger şarap üreticisine ait kocaman bir bar ve mağaza var. İçerisi milyonlarca şişeyle dolu:)
 
 
COLMAR
 
Rotanın kalbine hoşgeldiniz:) Burası küçük Venice, renkli sokakları, ufak nehri ile masallara konu olabilecek güzellikte bir kasaba. Pazar günü sabah güneşi Saint Martin Kilisesinin hemen yanındaki ufak meydana vururken, Fransızların en büyük keyfi, güneşi kaçırmadan kahvelerini yudumlamak. Jüpiler ve L'Amandine Cafeleri bu meydan da karşılıklı sabah kahvenizi yudumlayabileceğiniz alternatifler. Sabah kahvesi ve kruvasan ile gazete keyfi güzel olmazmıydı.. Kilisede sabah ayininden yükselen ilahi sesleri dışarıya gelerek ortamın atmosferini değiştiriyor. Kilisenin yeşil desenli çatasında güneş dans ederken, kilisenin oymaları kolonlarından geçerek kilisenin etrafında dolaşabilirsiniz. 
 
Karşıdaki binanın oymalı duvarlarından geçince şehrin en güzel caddesine geliyorsunuz. Tam karşınıza şehrin en şirin pastahanesi çıkıcak 'Au Croissant Dore' yaşlı bir çiftin işlettiği cafenin vitrinde birbirinden güzel fransız tatlıları ve makaronlar duruken, diğer camı yıllara şahitlik eden porselen sürahiler süslüyor. İçeride öyle tatlı bir teyze var ki, sabahları harika kruvasanlarını ikram ederken öğlen sıcak tartlarından hazırlıyor. Kadının enerjisi, bu yaştaki çalışma azmi ve gözlerimin içine bakarak sipariş almasını unutmayacağım. Tarte Tropezienne, Kruvasan ve Makaron deneyerek Fransız mutfağının tadını çıkarttık. 
 
 
Bortholdi Museum, Pfister House un ve hediyelik eşya dükkanlarının arasından geçerek, Koifhus binasına varıyorsunuz ve Colmar'ın ikinci büyüleyici noktası. Place de l'Ancienne Douane ufak nehir kenarında restoranların masa attığı, nehir parmaklıklarını çiçeklerin süslediği rengarenk bir sokak. Sol tarafta yola masa atmş restoranlarda güneşli günün keyfini çıkarabilirsiniz ya da sağdan uzaktan bile fark edilen rengarenk süslü binaya doğru yürüdüğünüzde caddenin bitiminde sağda şehrin kapalı yerel pazarı Marche Couvert i ziyaret edebilirsiniz. Pazar günü balkonunda şarap yudumlayan insanları görüceksiniz.
 
Sağa döndüğünüzde Petit Venice büyüleyici manzarasıyla karşınızda. Bu civarda birşeyler atıştırarak ya da kanal turu yaparak bu büyüleyici semtin keyfini çıkarabilirsiniz. Kanal turu sırasında çevre hakkında detaylı bilgi alarak, evlerin simgelerini ve yaşam hakkında küçük tüyolar alabilirsiniz. Kısa bir tur, huzurun içinde bir yolculuk. Her yerinden renkler, çiçekler fışkıran, gökkuşağı sokakların arasında ruhunuz dans ediyor.
 
 
Colmar Gezilecek Yerler
 
Yarı ahşap Colmar evlerinin rengarenk olması yıllardır süre gelen Protestan ve Katoliklerin evlerini farklı renklere boyamasından kaynaklanıyor. Evlerin panjurlarında da kalp ya da üç çizgi şeklinde gördüğünüz desenlerde, yine sembolik bir durum. Evlenmek isteyen kadınlar en panjurlarına kalp yaptırırken, dini simge olarak yan yana üç çizgi baba-oğul-kutsal ruhu temsil etmektedir.
 
1. Unter den Linden Museum
Manastır olarak inşa edilen binanın içinde Monet, Picasso gibi ünlü ressamlarının eserlerinin yanı sıra bölgeye ait arkeolojik objeler ve dekoratif eşyalar sergileniyor.
Müze giriş ücreti:13 euro
 
2. Bartholdi Museum
Amerika'daki Özgürlük Heykelinin tasarımcısı Frederic Aguste Bartholdi Colmar doğumlu. Şehrin girişinde Özgürlük heykelinin bir kopyası bulunuyor Müzede Bartholdi nin çizimleri ve gerçek boyutunun anlaşılması için Özgürlük Heykelinin kulağı yer almaktadır. Fransa'da yapılarak, parçalara ayrılan ve New York'ta bütün heybeti ile duran heykel aslında bu sevimli kasabadan çıkmış. 
Müzeye giriş ücreti: 6.5 euro
 

 

 

3. Maison Pfister House
Bölgedeki Rönesansın ilk örneklerinden olan bu ev zengin şapkacı Ludwig Scherer için tasarlanmıştır. Değişik mimarisi ve ön yüzündeki süslemeler Germen İmpatorluğunu yansıtırken, evin ismi burada yaşayan aileden gelmektedir. 
 
4. Cathedral Saint Martin
1235 yılında Alsace bölgesinin Gotik mimarisine sahip, kasabanın gösterişli kilisesinin kulesi yangında zarar görünce, yeni yapılan kule çan kulesi olarak yeniden inşa edilmiş.
 
5. Covered Market-Nouveau Marche Couvert
Yerel ürünlerin satıldığı sebze-meyve hali, aslında kapalı bir semt pazarı. Kanala açılan kısmında Pazar günü insanlar oturarak kanalı izliyorlar.
 

6. Tanner's District

 

Eski tabakhane bölgesi olarak bilinen bu sokakta şimdilerde restoranlar yer almaktadır. Farklı mimariye sahip yüksek tavanlı evlerin üst katlarında deriler kurutulmaktaymış.
 
7. Petit Venice Kanal Turu
Rehberli kanal turuna mavi bir binanın sokak arasından geçerek başladık. Kanal turu Colmar ın zenginlerinin yaşadığı milyon dolarlık evlerin kenarından başlayarak Marche Couvert te son bulmaktadır. Kanal boyunca evlerin ve Colmar ın hikayesini dinlemek ve tertemiz kanalın suyunda huzuru dinlemek çok keyifli. 25 dk süren bu kanal turunda Colmar'ın renkli evleri ve çiçekleri arasında süzülüyorsunuz.
Kişi başı 6 euro.
 

 

 

 

 

 
8. Koifhus –  Ancienne Douane
Grand Rue ve Grand Marchands ın bileşme noktasına kurulan gümrük ofisi, günümüzde Alsace bölgesine ait el sanatları ürünleri ve kostümler sergilenen bir yapı. 
 
9. Eco Museum
Maden ocakları çökünce zararlı mineraller yüzeye çıkıyor ve çevre insan sağlığına zararlı bir hale geliyor. Terkedilen bölge, yıllar sonra yeniden yeşillendirilerek gönüllüler tarafından köy yeniden hayata döndürülüyor. UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alan bu açıkhava müzesi kış aylarında kapalı. 

 

 
COLMAR MUTFAĞI
 
Alsace mutfağı hakkında detaylı bilgi için Alsace Mutfağı yazısını okuyunuz.
 
Jadis et Gourmand 
Camları oyuncak ayılarla süslü çok sempatik bir cafe. Öğle ve akşam yemeği için tercih edilebilir. Wolfberger şaraplarını ve Tarte Flambee bulabileceğiniz bu restoranı çok seveceksiniz.
 

 

Au Croissant Dore
Sabah kahvaltıda kruvasan, aralarda tatlı (macaron, Tarte Tropezienne tadılabilir.), tarte flambee ve kişlerini deneyebilirsiniz.
 
Maison Alsacienne de Biscuiterie
Şehirdeki en güzel pastahanelerden biri. Petit Venice ve şehir girişinde 2 şubeleri var. Özellikle bölgeye özgü Kugelhopf, Riquewihr Macaron lar mutlaka denenmeli.
 
La Maison du Fromage of the Valley of Munster – Peynir Dükkanı
Colmar yakınında bulunan bu peynirciye mutalaka uğrayın. Peynir almak istiyorsanız yerel ve güzel bir adres.
 
Ferber Maurice – Reçel Evi
Colmar yakınındaki Niedermorschwihr köyündeki bu ufak dükkanda Alsace meyvelerinden üretilen reçeller satılıyor. Christine Feber  etiketiyle satılan bu reçelleri şehir merkezindeki hediyelik eşya dükkanlarında bulabileceğiniz gibi kendi mağazasını da ziyaret ederek, reçellerini tadabilirsiniz. Reçel evinin bulunduğu minik köy, reçeller kadar ziyaret edilmeye değer.
 
Wine Cellar Ingersheim 
Reçel dükkanından dönerken, Colmar yakınındaki Ingersheim köyünden geçerken, bu bölgedeki şarap üreticisine uğrayabilirsiniz.
 
 
 
KAYSERSBERG
 
Rotanın en yaratıcı köyü. Köydeki evler, birbirinden farklı hediyelik eşya ve antika dükkanlarını gezerken, sıcak kanlı insanlarla hemen iletişim kurabiliyorsunuz. Birçok köyde olduğu gibi bu köyde de 2 Michelin yıldızlı restorant var. Tepesinde leyleklerin yuva yaptığı saat kulesinden köye girince, rengarenk evler ve restoranlar sizi karşılıyor. Meydanın karşısından geçip arka tarafa geçtiğiniz ise sizi bağlar bekliyor.. Meydanın sağına ilerlediğinizde, bir kaç güzel dükkan sonrasında köyün sonuna geliyorsunuz.
 
Diğer tarafa uzanan yol ise sürprizle dolu. Hareketli, cvıl cıvıl bir köy. İnsanları, evleri, süslemeleri ile diğer köylerden farklı ve yaratıcı. Sokaklarında gezerken bir yerden serinlik geldiğini hissediyoruz. Aradan arka sokağa geçince köyden geçen nehri görüyoruz. Rengarenk evlerin arasından gürül gürül akıyor. Termosumuzdaki çayları fincanlara koyup taş köprünün üzerinden köyü seyrediyoruz. Derken köşedeki sergiyi farkediyoruz. Cıvıl cıvıl rengarenk fotoğrafların arasında işini heyecanla anlatan bir kadınla tanışıyoruz. Sanatçı bu güzel köyde hayal ettiği kahramanları önce çiziyor, sonra her bir karakterin heykellerini yaparak onları hayata geçiriyor. Sonra hayallerindeki renk tonlarında fonlar hazırlayarak, bu kahramanları gerçekmiş gibi fotoğraflıyor. Bütün karakterler ve renkler fotoğraflardan fırlayacakmış gibi.. Heykeli fotoğrafının altında duran çekirgeyi anlatıyor bize, karakterleri kadar renkli bir kadın. 


 
Köyün içinde PATTYeries adında çeşit çeşit boy boy kurabiye kalıpları bulabileceğiniz bir dükkan var. Mutfakla aranız iyi ise birçok yerde bulamayacağınız boy ve desende kurabiye kalıbı alabilirsiniz.
 
Camlarındaki antika tabak ve fincanlara hayran kalarak, ev görünümündeki bu antikacının içini gezmelisiniz. Desen desen tabaklar, fincanlar, antika eşyalar arasında geçmişe gidiyorsunuz. 'Le Grenier Enchante' isimli bu dükkanı mutlaka ziyaret edin. 

 

 

 
Kaysersberg çevresinde şarap tadımı yapabileceğiniz yerel üreticiler bulabilirsiniz. 
Köy yolu üzerindeki Domine Weinbach – Famille Faller ait şarap evini ziyaret ederek, şarap mahzenlerini gezerek (cave), bölgenin üzümleri hakkında bilgi alabilirsiniz. 
 
Köy çıkışında yol üzerinde Grand Rue caddesinde ufak bir yerleşim var. Minicik, şirin bir yerleşim.. Domine Paul Blanck adında kocaman bir şarap üreticisi var. Kendisini eve bulamayınca Vin D'Alsace Andre Blanck şarap üreticisini ziyaret ediyoruz. Kocaman evin bahçesine girince, balkondan bir beyfendi bize sesleniyor ve geliyor. Mahzenlerini gezerek, yıllardır üretim yapan bu ailenin yerel şaraplarını tadarak, Alsace bölgesine özel beyaz üzümlerin farklılıklarını anlayabilirsiniz. 
 
 
RIQUEWIHR
 
Orta çağdan kalma bu ufak köy, dağın sırtına konumlanarak, bütün üzüm bağlarını tepeden izliyor. Bütün köyler savaştan korunmak amacıyla surlarla çevrelenmiş ve köye açılan Hotel De Ville nin altından köye giriş yaptığınızda, yolun sonunda uzanan 25 m lik Hoher Turm dikkatinizi çekecektir. Köşedeki Maison Alsacienne de Biscuiterie vitrininde Kugelhopf (kek) ve kurabiyeler sizi cezbediyor. Ana cadde boyunca mimarisi ve evleri ile sizi büyülerken, Hoher Turm e vardığınızda karşıdan vurdan güneş, binaların arasından sızarak, evlerin renklerini canlandırıyor. Yukarıdan aşağıya harika bir mimari görünüm var. Ne yöne bakıcağınızı şaşırıyorsunuz. Bu köyde Alsace bölgesine ait boy boy toprak pişirme ve kek kalıplarını bulabilirsiniz. 
 

 

RIBEAUVILLE

 
Köye vardığımızda öğlen olduğundan bütün dükkanlar kapanmıştı. Herkes öğle tatiline çıkıyor ve dükkanlar 12:00-13:00 arası kapalı. Kış güneşi şehre vururken, bizde Fransızlar gibi balkonu olan bir restorana oturarak, hem güneşlenmek hem de Alsatian lezzetlerinin keyfini çıkarmak istedik. Fransa'da yemek herzaman bir seromoni gibidir. Yemek sonrası tatlı ve kahve mutlaka içilir. Aslında ana yemek öncesi başlangıç, peynir tabağıda sofralarından eksik olmaz. Öğle güneşi yüzümüze vururken, köyün öğle güneşi alan bu restoranında birbirinden lezzetli et yemekleri yedik. 
 
Düz bir zemine kurulan köyün meydanına ulaşmak için içeriye doğru yürümeniz gerekiyor. Güneşli bir günde köy meydanına kadar yürüyüp, meydanda fıskiyenin etrafında güneşlenen insanlara eşlik edebilirsiniz. Sokak aralarına kafanızı uzatıp bir bakın, sizi oralarda farklı süprizler bekleyebilir. Evlerin çatılarına, dış mimariye, tabelalara, gökyüzüne bakmayı unutmayın.. Bu köyde çatılarda yuva yapmış leyleklere rastlayabilirsiniz:) 
 

Chez Martine: Yerel mutfağı, kocaman porsiyonları ve öğle güneşi alan balkonu ile unutulmaz bir öğle yemeği oldu. Beef Bourguignon (Fırında pişmiş ve tel tel ayrılan etler ve sebzeler), Lamb shank (kuzu bacağı) ve patates, Oceanic plate (somon, patates schnitzel ve salata) denediğimiz öğle yemeğinden herkes çok memnun kaldı.
 
 
Haut Koenigsbourg 
 
Bölgenin en büyük görkemli kalesi. Şarap yolu üzerinde 12 yy da yapılan ve yıllar içinde yeniden düzenlenerek günümüze gelen kale Alsace vadisinin 800 m tepesinde bulunarak, bütün vadiye hakimiyet sağlamaktadır. Kırmızı taşları, görkemli yapısı ile insanı büyülüyor. 1917 yılında Alman-Prust imparatoru Wilhems Kayzer's in daveti üzerine Mustafa Kemal Atatürk'ün ziyaret ettiği ve imparatorun çalışma odasında Atatürk tarafından imzalanmış bir onur defteri halen saklanmaktadır. Kaleye gitmek için köy yolundan epey tırmanmanız gereksede kaleyi ve manzarayı görmek için değer.
Kaleye giriş ücreti 9 euro.
 
 
Montagne des Singes
 
Kintzheim yakınlarındaki ormanlık bölge maymunlar parkı ile bizi şaşırtıyor. Barbary macaques maymunları Kuzey Afrika ormanlarından, Alsace ikliminde yaşabilecekleri düşünülerek getiriliyor ve maymunlar yıl boyu ormanda, doğal ortamda yaşıyorlar. 24 Mart – 4 Kasım arası gezilebilen bu park, özellikler çocuklar için güzel bir deneyim olabilir.
 
 
BARR
 
Strasbourg yolu üzerinde gezdiğimiz en keyifli köylerden biri. Tepeye kurulan köye kilisenin yanından merdivenlerle iniyoruz. Hotel de Ville nin bulunduğu meydan tepeden etrafa hakim ve birkaç basamak daha indiğinizde kendinizi evlerin içine karışmış buluyorsunuz. Bu köydeki mimari biraz daha farklı evlerin geniş kapılarıdan içeriye baktığınızda aynı avluya açılan evler görüceksiniz. Zamanla köy avluları şehirleşmiş, önlerini yüksek binalar kapatmış gibi.. Bazı evlerin pencere kenarlarına dikkatli baktığınızda metalden heykellerin cam kenarlarındaki panjurları beklediğini görüceksiniz. Rue de  College caddesi üzerinde rengarenk camları ile kocaman bir pastahane (Oster Jacky – Glaces Chocolats Patisserie) bulunuyor, kan şekeriniz düştüyse mutlaka uğrayın:) Grand Rue caddesi boyunca köyün en büyük caddesini gezip, sokaklarından geri dönerek, köy turunuzu tamamlayabilirsiniz. Çok ufak bir köy. Bu köyde yaşayan çok fazla Türk var. Türk marketi, restoranlar ve mağazalara rastlayabilirsiniz. Grand Rue üzerinde bir dükkan var ki, bizi camına yapıştırıp, hayallere daldırıyor. Kocaman maketler üretilen bu dükkanda metal trenler, tren yolları ile minyatür hayatları görüyorsunuz.
 
Yol üzerindeki Gertwiller köyüne uğrayarak Gingerbread House – La Maison du Paim d'epices i ziyaret edebilirsiniz. Hansel ve Gratel'in kurabiye evi ile tanışıp, dükkandaki kurabiyelerden tadabilirsiniz. Sokağın ortasında rengarenk boyalı bu kocaman kurabiye evi gerçek olmayacak kadar güzel.
 
 
OBERNAI
 
Strasbourg yolu üzerindeki son köyümüz. Herşey ufacık bir köy meydanı atrafında toplanmış. Bu ufacık köyde uzun süre kaldık. Meydanın etrafında dönen yolu adım adım işaretlemişler ve 2 adet birbirinden güzel hediyelik eşya dükkanı var. Eğer Alsace  sınırlarından çıkmadan, bölgeye ait yöresel birşeyler almak istiyorsanız bu fırsatı kaçırmayın. Boy boy toprak kugelhopf kek kalıpları ve pişirme kapları bölgeden bir hatıra olabilir. Her biri rengarenk ve desen desen boyanmış. Bölgeyi temsil eden beyaz leylekler toprak kapları da süslüyor. Mavi yine bölgede yıllardır tercih edilen bir renk. Toprak kapların bazıları el yapımı iken bazıları fabrikasyon, alırken mutlaka sorun. El yapımı olanların dayanıklılığı daha fazlaymış. 
 
 
Meydandan biraz yukarıda Saints Peter and Paul Obernai kilisesinden yükselen org seslerini duyuyoruz. Dini mekanlardan yükselen melodilerin tınısı herzaman beni etkiliyor. Kilisedeki konser için çalışma yapılıyor. O sırada büyüleyici, güçlü org sesi dışarılara kadar gelerek, bizi kendine çekiyor. Kiliseye giden yol üzerinden Puits a six seaux (6 Kovalı Kuyu) 3 sütunlu korint tarzında bir kuyu var. Kovalar ve çiçeklerle süslenmiş kuyuya yaslanıyorum, yıllardır oradaymış gibi sırtımı dayıyorum ve köydeki insanları izliyorum.

 

 
Bu kadar gezince meydanın köşesindeki L'EDEN a uğrayarak Paris Brest ve Sebzeli Kiş tadıyoruz. Buz gibi havada sıcacık dükkan bize iyi geliyor. Ufak porsiyonlardaki tatlılar, büyük bir özenle hazırlanmış.
 

Kilisenin yanından tepeye doğru tırmanmaya başlayınca, bağlara giden Sentier vitiole du Schenkenberg şarap izleri bizi bekliyor. Bağların arasındaki patika yollardan yemyeşil bağları seyrederek, üzümler hakkında bilgi alabilirsiniz. Köyden yürüyerek 20 dk da tepeye tırmanabilirsiniz. Benim tavsiyem buraya araba ile çıkıp, bu eşsiz güzelliğin keyfini yürüyerek ya da bisiklet turu ile çıkarmak. Mart ayında bağlar henüz yeşermemişti ancak ip gibi dizilmiş bağların arasında, yumuşak kum gibi dokudaki toprağında çocuklar gibi koşturup, hoplaya zıplaya koşturduk:)
 
Bu köyden güzel lezzetler ve Alsace anıları ile ayrılıyoruz.
 
Faydalı Linkler;
 
Rotanın diğer gezi notları için;