Adana Gezi Notları

 

Göçmen bir aileden gelmem ve Avrupa yakasında büyüdüğüm dikkate alınırsa, Anadolu'dan çok uzak büyüdüm. Türkiye'nin farklı coğrafik özellikleri sebebiyle, her şehrin kendine has bir dokusu ve yerleşim tarzı var. İlk Ege ye ziyaretimde Çanakkale sonrasında tırmandığımız dağları şaşırarak geçmiştim. Adana'yı da keşfetmek benim için Anadolu'ya attığım ilk adımdı. Özellikle kebap kültürünü ne kadar yanlış tanıdığımı ve İstanbul'da bize sunuş/yansıyan kısmının gerçekten uzak olduğunu görünce çok sevindim. 

 
Musa Dağdeviren, Çiya restoranın sahibiyle yapılan ropörtajını okuyunca, aslında Anadolu  ile eksik olan bağımızı anladım. Fast food (pizza, hamburger) bize gelişmişliğin bir simgesi gibi sunulurken, kebap arabesk kültürle özdeşleştirilmektedir. Bana kebaplar yağlı, ağır yemekler olarak geliyordu. Çiya restoran kebapları özellikle klasik müzik eşliğinde sunarak bu algıyı değiştirmeye çalışmışlar. İstanbul'da ki kebap sunumu ile Adana'da karşılaştığım çok farklıydı. Ailemizde bir şalgam suyu kültürü yoktu. Sonrasında da hayatıma dahil edemediğim bana acı gelen bir içecekti. Adana'da şalgamın et yemekleri ile tüketiminin güzelliğini ve sindirime nasıl katkı sağladığını keşfettim. Ayran şişkinlik yapıyordu, olmuyordu! Musa Bey'in anlattığı gibi tanıyorduk kendi kültürümüzü, şehirlerde evrimleşmiş ve gerçekten uzak bir kültür olarak
 
'… Adana'yı da, Antep'i de değiştiriyor. Antep ve çevresinde bir lahmacun yeme biçimi var. Yazın lamhacunun içine yeşillik yerine közlenmiş patlıcan konulur. Bunun adı söğürmeli lahmacundur. Yemeyi bilmiyorsanız dürüm yaptığınızda patlıcanı alttan akıtırsınız. Fırıncılar, birinin böyle döke saça yediğini gördüğünde bir tabir kullanır. Genellikle müşteriye söylenmez ama samimiyseniz size 'Daha lahmacun yemesini bilmiyorsun. Lahmacunu sıçırttın!' derler. Bu ifade dönmüş dolaşmış, bambaşka bir hal almış. Şimdi köşe yazarları bile 'sıçırtmalı lahmacun' diye bir şeyin varlığından söz ediyor. Böyle bir lugat oluştu. Düşünebiliyor musunuz! Fırıncıların tezgah arkasında konuştuğu argo gelip dilimize yerleşti. Arnavut ciğeri de böyle bir yanlış kullanımdır!


Arnavut adam tezgahında ya da dükkanında ciğer tava satıyor. Zamanla bunun adı Arnavut'un sattığı ciğerden Arnavut ciğerine dönüyor!'

Oysa Arnavutluğa gidince ciğer yok mu diye hayal kırıklığına uğrayabilen bir nesil oluyoruz. Kültürümüzü yakından tanımıyor ve ihtiyacımız olmadığı sürecede bazı bilgileri okuyup, öğrenemiyoruz. Kısacası Adana benim için şehir ve tadımın ötesinde, yeni bir kültürü tanımanın, farkındalığın ilk noktası oldu.
 

Havalimanı Ulaşım ve Konaklama
 
Haftasonu için Adana gezilerek, keşfedilecek bir şehir. Havalimanı şehre çok yakın, taksi ile ulaşım sağlayarak, yürüyerek gezebileceğiniz bir şehir. Havalimanı ve şehre çok yakın olan İbis Otel de konaklamayı tercih ettik. Her yere yürüyebilirsiniz ve havalimanı da 10 dk mesafede. Taksi ile ~15 TL tutuyor. İbis zincirlerinde ilk defa kalıyordum. Hostelin büyük hacimli ve özelleşmiş odalara sahip hali gibi, herşey pratik ve müşteriye rahat hareket imkanı sağlıyor. Adana'ya Cuma geceden giderek, Pazar akşam geri döndük. Kebap yemek için de şehri gezmek içinde yeterli vaktimiz oldu. Üstelik birde düğüne gittik:)
 


Adana Gezilecek Yerler

 
Adana'yı gezmeye Kazım Büfe'de (Toros Cad.) kahvaltı ile başlayınca, turumuza da nehir boyunca yürüyerek başlamış olduk. 
 
Seyhan Nehri Boyunca Yürüyüş Yapmak
 
Toros cad. Adana'nın yeni yüzü. Yol boyunca cafeler, restoranlar, mağazalar var. Cafelerin bir çoğu yeni açılıyor ve hepsi birbirinden güzel tasarımlara sahip. Buradan Merkez Park a yürüyerek, Seyhan Nehri ile tanışıyoruz. Sakin, huzurlu yemyeşil akan Seyhan boyunca yürürken, beni burada bıraksınlar, şehir ne berbat birşeymiş diyorsunuz. Venedik gondolları olarak hafızamızda yer edinen gondollar Seyhan nehrine de  çok yakışmış. Dar kanallardan geçmesenizde, kocaman bir kanal boyunca, seyre dalmak keyifli görünüyor. Nehre düşen otel manzaraları, modern yapıların etkisiyle şehrin yeni yüzünü hissediyorsunuz. Mümkün olsaydı da nehir kenarında bir sabah koşusu yapabilseydim.. Adana'da en sevdiğim noktalardan biri.
 

Sabancı Merkez Cami
 
Nehir kenarında tatlı tatlı yürürken, şehrin kalabalığına karıştığınız noktada, Cami bütün ihtişamı ile ortaya çıkıyor. 1998 yılında Sabancılar tarafından yapılan ve şehrin simgesi haline gelen Merkez Cami, 6 minaresi ile neredeyse şehrin her yerinden görülebiliyor. Çok eski bir cami değil ancak Edine-Selimiye camini andıran mimarisi ve iç tasarımı ile büyüleyici bir cami. İçeriği girdiğinizde dinginlik ve özünüze dönüşü, ferahlığı hissediyorsunuz. Maneviyatı, güvenli bir yerde olma hissi, Allah'ın evinde olma huzurunu yüreğinizde yaşıyorsunuz.

Taş Köprü
 
Romalılar döneminden kalan, Dünya'nın araç trafiğine açık en eski köprü ünvanını taşıyor. Köprüden büyüleyici Merkez Cami manzarasını seyredebilirsiniz. Nehirdeki yansımalar, eski köprünün yıllara meydan okuyan yapısı ile tarih sayfalarında hayallere dalıyorsunuz. Kim bilir hangi kervanlar, seyyahlar seyahat ederken bu köprüyü kullandı. Hangi yolları bağladı, hangi baharatlar, kumaşlar taşındı bu köprüden. Kaç savaş gördü, yıllara nasıl meydan okudu.
 
Köprünün bir tarafı Eski Adana olarak geçen Adana Çarşısına açılıyor.

 
Ulu Cami (Ramazanoğulları Cami ve Medresesi)
 
Eski yapıların ve dar sokakların başladığı bu noktada, siyah beyaz taşlarla yapılmış kapısı ve yıllarca basılmaktan yaşanmışlığın izlerini taşıyan mermerleri ile avlusuna hayran kalacaksınız. Adana'da eski camilerin mutlaka ufak bir avlusu var. Cami kullanımda olup, karşısında bulunan medresede eğitimler devam ediyor. Bahçesinde ders yapılıyordu ve rahatsız etmek istemedik. Bu iki yapı arasında kalan sokak sanki bir film sahnesi gibi. Eskiye özlem ve taş yapılar arasında ufak bir mola verip, çay içerek, sokakta biraz yaşayabilirsiniz. Öyle güzel bir alan oluşmuş ki, sanki hala devam eden bir dönemin içine girmişsiniz gibi. Adana'da motorla lahmacun ve kebap ta satıyorlar. Çay içtiğimiz yere lahmacun geldi, hemen orada atıştırabilirsiniz. Bu sokak ayrıca Büyük saat ve Adana Çarşıya doğru devam ediyor.
 

Büyük Saat ve Tarihi Kazancılar Çarşısı
 
Büyük saat çarşının girişinde bulunuyor, birde küçük saat var ki, İş bankasının zamanında meydana koyduğu ufak bir saat. Farketmezseniz bilginiz olsun. Büyük saat yıllara meydan taş yapısıyla, çarşıdaki esnafa zamanı hatırlatıyor. Çarşı, Eminönü gibi toptancıların ve ufak ufak dükkanların olduğu birbirine paralel sokaklardan oluşuyor. İçlere girerseniz kaybolabilirsiniz. Bilen biri ile gidip, alış-veriş yapılabilir. Aralarda kebpçılar var. Hele bir sokak var ki, çok ünlü bir kebapçı (Kazancılar Kebap) bütün sokağı kaplamış. Adana rakı festivali de burada yapılıyormuş. Adanalıların hala alış-veriş yaptığı, yaşayan, kalabalık bir çarşı.
 
Yağ Cami – Küçük Saat – Etnografya Müzesi
 
Evliya Çelebinin Seyahtnamesinde eski cami olarak geçen bu büyük avlulu cami, kiliseden dönüştürülmüştür. Namaz çıkışlarında önünde yağ pazarı kurulması nedeniyle, yıllar içinde ismi Yağ Cami olarak değişmiş Çok güzel bir avlu ile çevrilmiş, tarihi bir cami. Buradan dümdüz devam ederseniz, Adana'nın kuyumcularıyla dolu, ara sokaklarında kebapçı ve dükkanların bulunduğu alışveriş caddesi devam ediyor. Caddenin devamında küçük saat ve Etnografya Müzesi yer alıyor. Biz müzeyi gezmedik, gezenler yorum bırakırsa sevinirim. Derken kendimizi başladığımız noktada İbis Otelin yakınında buluyoruz. Otelin bulunduğu havalimanı yolu şehri eski ve yeni Adana olarak ikiye bölüyor.
 

Adana Mutfağı – Nerede, Ne Yenir?
 
Adana'da heryer kebapçı. Eminim ki bütün kebapçılar lezzetli! Bize tavisye edilen kebapçıların yanında, orada yaşayan insanlardan da farklı tavsiyeler aldık. Oraya kadar gitmeyin şurada yılların kebapçısı var tavsiyesi aldık! Haklıydılarda! Burası kebabın memleketi ve kötüsü yok!
 
Adana Kebap: İstanbulda'ki sunumdan biraz daha farklı, tırnak pide içinde sadece et geliyor. Etin öncesinde masaya mezeler servis ediliyor. Domates-salatalıkla sulu-lezzetli bir salata, sumak ile öldürülmüş soğan ki favoriniz olucak ve yanına bol yeşillik tabağı (dalıyla maydanoz, roka). Bu servis bütün kebapçılarda benzer ve lezzetli. Yanına bulgur pilavı İstanbul adeti:) Adana'da sadece et ve salata var. 
 
Şalgam Suyu: Şalgam (turp benzeri, turunçgillerden bir bitki), pancar ve kara turp ile yapılan fermente bir içecektir. Hem sağlıklı hemde sindirime acayip yardımcı. Acılı/Acısızı var, özellikle et yemekleri ile sindirimi kolaylaştırdığı için sonrasında yemeğin sizi rahatsız etmesini engelliyor. Adana'da herkes kendi şalgamını yapıyor ve her restoranda farklı bir şalgam içmeniz mümkün. Herkesin damak tadı farklı, kimisi oldukça tuzlu geliyor. Bardakta yanına birde havuç dilimi koyuyorlar, parmaklarınız mor olmadan şalgam suyu içmiş sayılmazsınız. 

Sarı Burma, tulumba tatlısına benzer, dışı biraz daha sert bir tatlı. Gezerken kan şekeriniz düştüğünde deneyebilirsiniz.Şalgam ve Simit İkilisi

 
Adana'da ara öğün atıştırmalık arıyorsanız, şalgamcıda mola verebilirsiniz. Yakınlarında mutlaka simit bulursunuz. Her ilin simidi kendine özgüdür. Yağ cami yanında da, Ali Göde Şalgamcısında da bu ikiliyi beraber deneyebilirsiniz. Kendimi kebaba saklıyım demeyin, atıştırın;)
 
Ali Göde Şalgamcı
 
Adana'da açık ara içtiğimiz en iyi şalgam! Tadı bence birçok insanın damak tadına uygun. Çok tuzlu değil ve rahat içimli. Keyifle içiyorsunuz. Çetinkaya'nın olduğu göbekte ufak bir dükkanları var (İbis Otelin arka tarafında). Valizde patlamasını göze alamadığımız için İstanbul'a taşımayadık ama tadı damağımızda kaldı. Yanında da simitçi var:) Bardağa birde kocaman bir havuç dilimi koyuyorlar ki, fazla bile geliyor.
 
Kazım Büfe – Kahvaltı
 
Adana'nın favori kahvaltı noktası. Oturabileceğiniz bir alan yok. Büfe aslında ama tostları, muzlu sütleri ve vişne suyu ile ün salmışlar. Muzlu sütü bir kaç çeşit hazırlıyorlar ki, oldukça lezzetli. Önündeki uzun kuyruktan burda neler oluyor diyip, uğramadan duramıyorsunuz. Muzlu süt istiyorsunuz, size bir büyük bir küçük bardak süt veriyorlar! Ben bir bardak istemiştim diyemezsiniz çünkü sürahiden porsiyon böyle çıkıyor. Ben ikisinide içtim:) Tosttaki sucuğu biraz baharatlı buldum. Yengen oldukça zengin ve güzel görünüyordu. 
 
Çukurova Şekerleme – Hediyelik/Eve Cezerye
 
Adana'da çeşit çeşit cezerye ve cevizli sucuk bulabileceğiniz, küçük saat yakınında harika bir dükkan. Cezeryeleri az/bol ceviz/fındıklı olmasının yanında kalite kalite değişiyor. Ben narlı ve hindistan cevizliyi de cezerye olarak yemişim yıllardır. Meğersem onlar lokummuş! Birde üzüm şırasından yapılan şekersiz ceviz sucuğu var ki yemeğe doyamazsınız. Paket paket cezerye ve sucuk alarak ayrıldık. Çok sıcak kanlı ve misafirperverler, bütün dükkandaki cezeryeleri, lokum ve sucukları tattık. Çok yağmur yağıyor diye birde arabalarıyla bizi gideceğimiz yere kadar bıraktılar. Biz böyle misafirperverliğe alışık değildik, sabahtan beri yağan yağmurun altında bizi sıcacık bir yuvada hissettirdi. Buradan hediyelik cezerye ve kendinize de cevizli sucuk almayı ihmal etmeyin. Sipariş verdiğinizde de kargo gile önderiyorlar.

 
Tahta Masa Restoran – Seyhan Baraj Gölü Keyfi
 
Adana'ya gelmişken Seyhan Baraj Gölünü görmeden dönmek olmazdı. Şehrin dışında kalan bu noktaya toplu taşıma ile ulaşımınız mümkün değil, taksi ile gidebilirsiniz. Düğün sonrası kendimize sakin bir Pazar kahvaltısı hediye ettik. Baraj gölüne karşı, keyifli bir kahvaltı yaptık. Yediklerimiz yöresel lezzetli ürünler değildi, serviste öyle canı gönülden olmasa da biz uzun uzun sohbet ederek, sonbahar havasında evimizde uzakta sıcak bir kahvaltı ettik. Birde bulutların ardından parçalı olarak göle yansıyan güneş ve hafif çiseleyen yağmur sonrası gördüğümüz gökkuşağı bize huzur verdi. Sonrasında epeyce yürüyerek, uzun oturma saatlerimizin acısını çıkardık! Merkeze kadar yürümeniz zaten mümkün değil, belli bir süre sonra taksiye binip, şehir merkezine geri döndük! 
 
Test ettiğimiz kebapçılar;

İştah Kebap
 
Adana Çarşı'da ufak bir esnaf lokantası. İki katlı Vedat Milor'un ziyareti ile ünlenen bir kebapçı. Çarşıyı gezerken karnınız acıkırsa uğrayın.


 
Kebap 52
 
Adana'nın ünlü kebapçılarından biri. Büyük güzel bir restoran. Pastırmalı humusları sıcak servis ediliyor ve içine koydukları kimyon ile değişik bir tad. Kişi sayısına göre, kalabalıksanız ortaya uzun kocaman bir kebap geliyor. Yanına da mezeler. 
 
Beş Ocak
 
Kebap ve rakı içebileceğiniz Adana'lı bir arkadaşımızın tavsiyesi üzerine gittiğimiz kebapçı. 
 
 
Doğan Kaymaklı Kadayıf
 
Özellikle cevizle yaptıkları kadayıf ve kaymağı ile harika bir tatlı. Fıstıklı olanı sevmedik! Cevizlisi ise kaçırılmamalı!

Adana'da Yapmadan Dönmeyin!

 

  • Seyhan Nehri boyunca yürüyüş,
  • Ulu Cami arkasında, yol üzerindeki çaycıda mola vermek,
  • Adana simidi ve şalgam suyu ikilisini denemek,
  • Seyhan Baraj Gölü kıyısında kahvaltı,
  • Kazım Büfe de tost ve muzlu süt,
  • Kebap, sakatat, kaburga 🙂
  • Sarı Burma tadın,
  • Taş köprünün ortasından Merkez Cami yi seyredin,
  • Eski Adana sokak ve çarşılarında gezinin,
Ekim, 2017