Bir kadının hamilelik serüveni – 2. Trimester Hamilelik Haberleri Vermeye Hazırız.

2. Trimester – Hamilelik Haberleri Vermeye Hazırız.. 

Hamileliğin balayı olarak bahsedilmesine anlam veremiyordum. Korkularım hala devam ediyordu ve bu süreçte kafamdaki bazı karışıklıklar/soru işaretleri sebebi ile de psikolojik destek almaya başladım. Destek almak, konuşmak iyi geliyordu. Özellikle korkularımla başa çıkma konusunda çok faydasını gördüm.

13 – 15. Hafta

Bol bol yiyerek, her hafta sonu bir yerlere kahvaltılara giderek, kendimizi sık sık İstanbul’da turlarken buluyorduk. Bol menemenli, güzel kahvaltı mekanları favorimiz olmuştu (Namlı Gurme, Karaköy; Van Kahvaltı Evi, Cihangir). Bir yandan soğan kokusuna karşı tiksinti oluşmaya başladı ve yemekler eşime kaldı. Evde yemek hazırlamaya ve dengeli beslenmeye özen gösteriyordum. Her sabah yumurta ile sağlıklı proteinleri alırken; ceviz, badem gibi kuruyemişleri de çantamdan eksik etmiyordum. 

Büyümeye başlayan karnım ile beraber çevremdekiler durumu farketmeye başlamıştı. En yakınlarımdan arkadaşlarımla bu güzel haberi paylaşıyordum. Aldığım iyi dilekler ve güzel destekler beni rahatlatarak, keyfini çıkartıyordum.

Mart ayının gelmesi ile açmaya başlayan ağaçlarla beraber polenler ve bahar elerjisi hayatıma girmişti. Hamilelikte alerji çok daha zorlayıcı olabiliyor. Doktor B sınıfı olarak adlandırılan, hafif bir alerji ilacı kullanabileceğimi söyledi ancak ana yüreği ilaç almaya pek müsait değil! Çok zorlandığım dönemlerde ilaç almaya başladım, yoksa nefes alamaz duruma geliyordum. Hapşurmalar, burun tıkanıklıkları ve halsizlik hamilelik psikolojisine eklenmişti. 

16. Hafta

Artan iştahla beraber 16. Haftaya kadar 8 kilo almıştım. Doktoruma göre çok fazlaydı, her hafta tartı inanılmaz bir artış gösteriyordu. 15. Hafta sonrası ise bulantılarım artık tamamen kesilmiş ve rahatlamaya başlamıştım. İnsanlar 9 ay nasıl geçiriyor hamileliklerini diye düşünürken keyifli haftalar hoşgelmişti! 

Değişen hormonlar duygu değişimini de getiriyordu. Evde ne yesem krizine falafel denk gelmişti ve yanında pancar turşusu olmalıydı. Eşim eve eli kolu gelmesine rağmen, poşetlerden pancar turşusu çıkmayınca, çocuklar gibi ağlamaya başladım Sebepsiz yere durmadan ağlıyordum. Zavallım, ne yapacağını bilmeden kendini eve geldiği gibi sokağa attı. Turşuyu bulmadan dönmedi tabi 

Bu haftalarda en çok canımın çektiği şey varsa Kruvasandı. Kruvasanın tek adresi de “Kruvasan” dı Birbirinden lezzetli kruvasanları arasında o hafta eşimin bulabildiği creme brule li kruvasanın tadını hala unutmuyorum. Çikolatalı pastaları da baş döndürücüydü. Bu kadar yemek hayal edersen, tartı da artan rakamlarda çok normaldi. Anladım ki hamilelikle fazla yememekte fayda var! Baraşanları tebrik ediyorum. 

Doktor ara ara ağzımızı yoklayarak cinsiyet tahmininde bulunsa da artık emindi! Kızımız dünyaya gelecekti. Baştan beri ikimizde kız olmasını istiyorduk. İsmi bile hazırdı. Doktor detaylı ultrasan öncesi bebeğin bütün organlarını tek tek inceleyerek, gelişimini kontrol etti, şükürler olsun ki her şey yolundaydı. Detaylı ultrason için randevu aldık. Bu haftadan elimizde çok güzel bebeğimizin yandan çekilmiş bir boy fotoğrafı bize hatıra kaldı. Sanki meditasyona oturmuş gibi görünüyordu, bağdaşını kurmuş, bize poz vermişti.

17. Hafta

Kendimde büyüme ve şişlik hissediyordum. Doktor yoga, pilates gibi hafif sporlar yapmama izin verirken en güzeli yürüyüş yapmak deyince, her akşam yürüyüşlere başladık. Evin çevresinde belirlediğimiz rotada saatten bağımsız yürüyüşlere yapıyorduk. Bu hafta bulantılar biraz geri gelerek, midemi de rahatsız etmeye başladı. 

Bütün ofise bir doğum günü partisinde güzel haberi vererek, merakları azaltmış oldum. İnsanlarla bu haberi paylaşmanın nasıl keyifli ve mutluluk verici olduğunu gördüm. Hamileydim ve güzel kızımızı bekliyordum, daha güzel bir haber olamazdı

Çok yakın arkadaşımın doğum günü için Cuma akşamı dışarı çıkarak, dans edip, eğlendik. Göbekle dans etmek pek kolay olmasa da eğlenceliydi Dışarı çıkabilmek ve hayatımı hamileyim diye kısıtlamadan devam ettirmeyi büyük bir şans olarak görürken, çokta keyif veriyordu. Sevdiğim insanlarla bir arada eğlenerek, motivasyonum artıyordu.

18. Hafta

Bu aralar acayip derecede dikkat dağınıklığı yaşıyordum. Bazı şeyleri unutuyor ya da yanlış yapıyordum. En büyüğü evdeki ocağı açık bırakmamdı. Akşam eve gelip karanlıkta mutfakta yanan mavi alevi görünce başımdan aşağı kaynar sular döküldü ve ne yapacağımı şaşırdım. Mutfak ocaktan ısınmıştı. Sonra kendime ikincil bir kontrol ekledim. Her şeyi 2 kere kontrol ediyordum. Evden uzaklaşırken de ocağın gazını tamamen kapatıyordum.

İstanbul’da film festivali zamanıydı ve bir hamilenin katılabileceği en güzel etkinlikti. Akşamları erkenden uykum geldiği için sabahları erken kalkarak, etkinlik ve konserlere rahatça bakabilecek vakit buluyordum. Haftasonu ve haftaiçi için festivalden biletler alarak, çok keyifli filmler izledik. 

Bu hafta ilk defa tek başıma çok kalabalığa Beyoğlu sokaklarına karışmıştım. İnsanlardan hiç bu kadar korkmamıştım. Hepsi bana zarar verecekmiş gibi geliyordu. Kenarlardan dikkatlice yürüyüp, bir süre yalnız çıkmamaya karar verdim. Eşimin bu süreçteki desteğine ve hep yanımda olmasına çok alışmışım.

Film izlerken bir an da karnımda uçuşan kelebekleri hissettim. İlk hareketlerini hissettiğimi düşünürken, tam da emin olamıyordum. 3 gün sonra yeniden aynı kıpırtıyı hissedince havalara uçtum. Tekrarlanmasını ve bebeğimi hissetmeyi bekledim Tabii kendi ne zaman isterse gelen bir durumdu ve anne sabretmeliydi

19. Hafta

“Alice Harikalar Diyarında” müzikali sahnelenmişti ve biletler yok satıyordu. Eşim Serenay Sarıkaya hayranı olduğu için bileti doğum günü hediyesi almıştım ve oyuna 4 ay sonrasına yer bulabildiğimden izlemek bu haftaya kısmetmiş. Bebeğimizi film festivalinden sonra müzikale götürmenin heyecanını da yaşıyordum

Bu hafta ilk hareketlenmelerin devamı gelmeye ve biraz daha hissedilir olmaya başladı. İçeride ufak bir kıpırtıydı. Ne güzel hisler.. 

Bu haftalarda bağırsak faaliyetleri azalarak, rahatsızlık vermeye başladı. Akşamları salata yemeye ve yürüyüş yapmaya özen gösterirken sabahları geceden suda beklettiğim kuru kayısının suyunu içerek ve kayısıyı yiyerek başlıyordum. Akşam yemeklerini erken yemeye özen göstererek, 7 sonrasında bir şeyler yememeye çalışıyordum. Kilo alımım yavaşlamaya başlamıştı. 

20. Hafta

Hamilelik sürecinde ilk seyahatimize çıkmaya hazırdık. Bahar gelmeye başlamış havalar ısınırken, bizde kendimizi iyi hissederken, gezmek, dolaşmak isteyerek, rotamızı çok sevdiğimiz Ayvalık-Cunda’ya çevirdik. Bol molalı seyahatimizde yol tabi ki normale göre daha uzun sürmüştü

Tatilde bol bol yürüme fırsatı yakalarken, dışarıdayken endişeler ve telaşlarda azalıyordu. Büyüyen göbeğimle beraber çatlak önleyici kremlere başlamıştım. Phytolastil Jel ve Hindistancevizi özlü vücut kremini (Palmer’s Cocoa butter formula, masaj losyonu) kullanmaya başladım. Önemli olan cildin kurumasını önlemek ve hep nemli tutmaktı.

Ayvalık gezisi ve mezeleri çok büyük keyif verirken, hareketler daha hissedilir olmaya ve sıklaşmaya başladı. Heyecan doruktaydı. 

Hamilelik sürecimin başlangıcından beri Şişli Ekolojik Pazardan alışveriş yapıyor, pazarda ne sebze/meyve varsa onu yiyordum. Marketlerde çoktan yerini alan çilek bizim pazara anca düşünce, gözlerim parlamaya başladı İlk işim şekersiz bir reçel yapmak olurken, ara öğünlerime çileği dahil etmeye başladım.

21. Hafta

Hamileliğimin en keyifli dönemlerini geçiriyordum. Doktor detaylı ultrason için randevu almamızı söyledi. Çok heyecanlıydık, bebeği daha net görebilme umudumuz vardı. Doktor kendisinin detaylı ultrason yapması yerine 2. bir bakış açısısı olması için bir perinatolog tavsiye etti. Kontrollere gittiğimiz Acıbadem-Altunizade hastahanesinde Prof.Dr. Nuri Danışman’a gittik. Çok sakin ve ton ton bir doktor. 45 dk süren detaylı ultrason bizi oldukça gerdi. Bebeğimizin bütün organlarını, kal odacıklarını, her ayrıntıyı kontrol eden doktor hemşire ile sürekli teknik olarak konuşunca biz merak içinde bekliyorduk. Detaylı ultrason gerçekten bebeğin bütün organ gelişimlerinin gözlemlendiği bir kontrol. Doktor ‘’Annesi herşey yolunda’’ dediği an eşimle birbirimize bakıp, büyük bir rahatlama hissettik. Erken doğum ya da düşük riski üzerine olan tedirginliklerimi sordum! Oda öyle bir durum görünmüyor ama her zaman anlamak çok mümkün olmayabiliyor dedi. Şuan için bir tehlike gözlemlemiyorum, rahat ol dedi.

Kızımın babası ile tanışması da 21. hafta oldu. İlk hareketini hissettiğim gibi film izlerken ani bir tekmeleme hissettim ve eşim elini koyar koymaz, o hareket sertçe yine gerçekleşti:) öyle mutlu bir andı ki.. Varlığına şükürler olsun bebeğim.

Bizdaha alış-veriş yapmaya cesaret edemez iken Amerika’da olmasını değerlendiren teyzemiz boy boy kıyfaetler, oyuncaklar ve kitaplar almıştı. Her aradığında bak ne aldım diye heyecanla gösteriyordu. Birileri en azından kızım için alış-veriş yapıyordu.

22.Hafta

Odan için hazırlıklara başlamak istiyor ama daha erken buluyorduk. Vaktimiz çoktu, doğum 40 haftalık süreçte ve biz yarıyı yeni geçmiştik. Zara Home’da ki indirim haberi ile beraber kızımızın odasına ilk eşyalarını ayna ve taşınaiblir bir beşik sipariş ettik. Yatak odamızda beşiğini koyabileceğimiz bir yer olmadığı için hasır bir sepet ile kendisini yanımızda yatırmayı ve aynı zamnda salonda uyutmayı planladık. Baktık Zara Home’da ki sağlam ve iç kaplaması da kaliteli sipariş ettik. Mağaza’da görmek istedik ancak geçen sezonunmuş bu yüzden görevli sipariş edin beğenmezseniz iade edersiniz dedi. Zara Home bu konuda çok iyi! Mağazaya da kargolatabiliyorsunuz ve orada gidip inceletyip, iade etme şansınız oluyor. Kızımız çok mu süslü olucak, önce aynası geldi:)

Odaya aldığımız ilk eşyalarla beraber bizde heyecan doruklara tırmandı!

23.Hafta

Bu hafta ilk süpriz yapıp kardeşim ve eşim anneler günümü kutladılar. Benim için duygu dolu anlardı. Arkadaşımda bize ziyarete gelirken anne yazan bir defter almış bana! Herşey öyle anlamlı ve duygu dolu ki! Kızımı beklemediğim bu güzel günlerde, sevdiklerim için iyi ki varlar diyorum!

Homemadearomaterapi’yi uzun süredir takip ederek, ürünlerini kullanıyordum. Eğitimlerine katılmak isteyip, bu dönemde mi sonrasında mı katılsam karar veremiyordum. Sayfalarında gezinirken ‘’Doğum ve Aromaterapi’’ eğitimini görünce, hemen katıldım. 10 hamile kadınla birarada olmak, aynı endişeleri ve düşünceleri paylaşarak, çok keyifli bir eğitim geçirdik. Aromaterapi eğitmeni Aslı Bilgin, yağlar ve kullanımları hakkında harika bilgiler paylaşırken, Doula Esra Erkut Demiröz doğuma dair bilmemiz gerekenler konusunda bizi bilgilendiriyor. 

Hamilelik döneminde özellikle yüksek frekanslı gül suyu kullanımının hamilelerin enerjisiniyükselteceğini  ve uçucu yağları kullanırken bu dönemde dikkatli olmamız konusunda bizi uyardı. Susam yağı, portakal, limon ve biberiye yağlarının selülüt üzerinde etkisi varmış. Bu dönemde oluşabilecek çatlaklar içinde doğal bir krem hazırladık. Bebek doğduğunda kullanabileceğimiz yağlar ve uçucu kokular konusunda bilgi verirken, bebeğimizi özelikle kastil sabunu ile yıkamamızı önerdi. Gülsuyunun ayrıca pişiklerde de kullanılabileceğini söylemeden geçmiyim. Birde el ovaması tuzları var ki, bayıldım. Uzun süredir kullanıyorum ve çok memnumum. Elinize ve ayağınıza hatta bütün vücuda uygulanabilecek olan bu ovma okadar rahatlatıcı ki denemeniz lazım! Haftada 2-3 defa ellerime uygularken, arada eşim ayaklarıma masaj yaparken rica ediyorum ve bedeni acayip rahatlatıyor.

Esra Hanım, doğumun başlangıcı ve doğal süreci hakkında bilgi verirken, doğum konusundaki korkularımızı yok etti. Doğumda asıl önemli olanın bebeğin doğumu başlatması olduğu ve budurum herzaman vajinal doğum ile bitmeyebiliyor, sezeryan ile de bebeğin alınması gerekebilir. Annenin kendini çok şartlandırmadan, her iki yönteminde doğum sürecine dahil olduğunu kabul etmeli. Ayrıca doğum, sevişmek, tuvalaete çıkmak ladar özel bir eylem olduğundan kolay bir doğum için mahremiyetin öneminden bahsetti. Bilmediğim bir diğer konu da lohusalık döneminin 40 gün olmasının sebebi, rahmin eski halini alması için geçen süre olduğunu öğrenmek oldu. 

Çok faydalı ve eğlenceli bir eğitimdi. Homemadearomaterapinin sayfasından eğitimleri takip edebilirsiniz. Ayrıca Esra Hanım Doğuma Hazırlık eğitimleri veriyor, biz zaman konusunda kendimizi uyduramadık ve katılamadık. Ancak doğum için çok faydalı olacağını düşünüyorum.

24.Hafta

Bahar alerjim ne yazık ki açan çiçeklerle ve polenlerle beraber nüksetti. Doktor verdiği alerji ilacını hergün kullanabileceğimi söylese de anne yüreği, çok zorlandığım zamanlar almaya dikkat ettim. Hiç ilaç almadan ise hayatımı devam ettirmem pek mümkün değildi. 

Hamileliğin bulantılarının kaybolduğu, hareketlerin rahat olduğu bu dönemde İzmir’den gelen arkadaşlarımla Şile-Ağva gezisi yaptık. Şile-Saklı Göl’de evde hazırladığımız kahvaltılıklarımızla, göle karşı güzel bir kahvaltı yaotık, ardından kısa bir yürüyüş ile mavi ve yeşilin keyfini çıkardık. Gün batımını da Ağva Greenline Hotel in nehir kenarında akşam yemeği ile sonlandırdık. Bulutların ardından akşam üzeri güzelliğini esirgemeyen güneş, kızıl tonları ile nehrin üzerinde batarken, bizim oradan hiç ayrılasımız yoktu! Yine gelmek üzere vedalaşarak, evimize geri döndük.

25.Hafta

Kilo alımını kontrol edebildiğim haftalar hoşgeldi:) Bebeğimizin artık ağırlığından bahsedebiliyoruz. Neredeyse 1 kg oldu ufaklık. Ultrasonda yüzünü görebildik, doktorda babasına benziyor sanki diyince beni gülme aldı:) Sürekli babasına benzemesini istiyordum, ancak doktordan böyle bir yorum beklemiyordum:) kafası tam yukarıda olduğu için 1-2 kare yüz fotoğrafı paylaşabildi doktor bizimle. 

Bebeğin hareketlerini özellikle dinlenirken çok fazla hissediyorum. Hayatın akışı içinde onu dinleyemiyorum, işteyken hamile olduğumu bile unuttuğum anlar oluyor. Gece yattığımda ise kendini hatırlatan minik hareketler beni mesut ediyor. Öğleden sonra ağırlık çökmeye başlayarak arada ateş basmalar başladı. Öyle çok rahatsız edici boyutta değil tabi. Gece uyurken onu incitir miyim korkularımdan sık sık uyanıyorum. Ne tarafıma nasıl yatsam bilemiyorum. Mümkün olduğunda sola yatılmalı bebeğe giden ana damar sağ taraftan geçiyor diye duydum ve endişe ile uyanıyorum. Doktorumla konuştuğumda uyurken bunu kontrol edemezsin, her iki tarafına yatabilirsin dedi:) 

26.Hafta

Sıcakların bastırdığın, bebeğin hareketlerinin yoğunlaşmaya başladığı bu dönemde gece uykularım azaldı. Uyanıp arada kitap okuyorum. Sırtüstü uyuyamayan eşimin göğsünde uyumak bizi rahatlatıyor. Oda biz uyuyana kadar bizi idare ediyor:) Sonra zaten kaç kere dönüyoruz allah bilir! Bu haftanın bir kısmı bayrama denk geldiği için kuş sesleri ile uyanıp, bol bol dinlenip, kitaplar okuduk. Babaannem kızımıza bir sürü yelek ve patik örmüş. Hepsi çok şık:) Ben kitap okurken babannem de sakın bunu kucağa alıştırmayın diyor! Okuduğum kitaplar da ise anne-bebek teması çok önemli kendini güvende hissetmesi için çocuğunuzu kucağınıza alın diyor. Babanne kitaplar öyle demiyor diyorum, suratını buruşturuyor:) 

27.Hafta

Bayram tatilinin uzunluğu sebebi ile bu haftayı da rahatça geçiriyoruz. Kiraz mevsimi gelince Tekirdağ’da bol bol dalından kiraz yiyoruz. Yolda yürüken bile beni gören insanlar ağaçlarından toplayıp kiraz veriyor:) Bir hafta boyunca sabah akşam kiraz yedim:) Kiraz bağırsaklarıma da iyi geldi, sabah bir dilim ekmekle kiraz yemeyi çok sevdim. Kızım kiraz dudaklı olsun diyerek, bol bol yedim:) 

Evimiz dışında uyumak beni zorlasa da ailemle olmak, rahat ettirici ve güven verici. Göbeğimiz gitgide büyümeye ve yanlardan da genişlemeye başladı. Bazı haftalar ileri büyüme sergilerken bazı haftalarda yanlara genişleme oluyor. Bol bol yüzdük, güneşlendik, kitap okuyarak, çok keyifli bir hafta geçirdik.

 

İlk trimesteri okumak için tıklayınız.

Son trimesteri okumak için tıklayınız..