KOS ADASI (İSTANKÖY – Κως) Gezi Notları

Kos, Dodecanese olarak bilinen 12 adanın 3. büyüğü, Akdeniz’in güney doğusunda Bodruma doğru uzanmaktadır. Geceleri ışıl ışıl Bodrum'u seyredebiliyorsunuz, gündüzde beyaz evleri ile hemen tanıyabilirsiniz. Ada, Kalymnos ve Nisyros adalarının yanında genelde düzlük olan coğrafyasını sahip olduğu tek dağ bozuyor. Bizans İmpatorluğu hakimiyetindeki ada Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethedilerek (1523 yılında) 390 yıl Osmanlı toprağı olarak kalıyor. İtalyan'ların işgali ile 1912-1943 yıllarında İtalya'nların hakimiyetine kalıyor. Ada'da 1933 yılında gerçekleşen deprem sonrasında İtalyan'lar adada tahrip olan birçok binayı onarıp, yeni binalar inşa etmişler. Şehir merkezinde Bizans, Osmanlı ve İtalyan kültürünün izlerine tanık oluyorsunuz.

 

Adanın Kısa Tarihi:
Bizans İmpatorluğu hakimiyetindeki ada Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethedilerek (1523 yılında) 390 yıl Osmanlı toprağı olarak kalıyor. Gezi sırasında biz bu toprakları nasıl kaybettik sorusu aklınıza sık sık geliyor ve merak ediyorsanız buyrun. 12 ada, (Yunanlıların Dodecanese olarak adlandırdığı) Bodrum ve Marmaris alt kısmında kalan Kos-Rodos arasındaki yaklaşık 16 adet irili ufaklı adadan oluşmaktadır. Bu adalar Osmanlı döneminde 12'li ihtiyar heyeti yönetim biçiminden böyle adlandırılmaktadır.
 
II. abdülhamit, ordu ve donanmadan korkan sürekli ayaklanma çıkaracaklarını düşünerek, orduya önem vermeyen bir padişah olarak tarihte bahsedilmektedir. Bu dönemde Osmanlı donanması ve ordusu ciddi güç kayıpları yaşarken 1912 yılında İtalyan'lar Trablusgarp'a saldırırlar. Osmanlı beklemediği bu durum karşısında, güçsüz donanması ile savaşa hazırlanırken, İtalyan'lar 12 adaya saldırıp, Çanakkale'yi geçmeye çalışarak, başarısız oldular Bu durumu fırsat bilen Yunan ordusu Midilli'yi işgal etti. Balkan savaşında ağır yaralar alan Osmanlı İmparatorluğu ciddi kayıplar vererek, Ege adalarını da Yunaniastan'a bıraktı. Savaş sonrasında imzalanan Londra ve Atina Anlaşmaları ile adaların akibeti büyük devletlerce karar verilmesi için Büyükelçiler Konferansın'a bırakıldı. Londra'da düzenlenen konferansta adaların (İmroz ve Bozcaada dışında) Yunaniastan'a bırakılmasına karar verildi. I. Dünya savaşının başlamasıyla, Osmanlı taleplerinde ısrarcı olmadı ve Ege adaları ve 12 adalar fiilen Yunanisan ve İtalya'da kaldı. 1924 te imzalanan Lozan anlaşmasında Çanakkale Boğazına yakın olan Gökçeada, Bozcaada, Semadirek, Limni, Midilli, Sakız adaları talep edilmiş olup; Gökçeada, Bozcaada ve Tavşan Adaları Türkiye'ye verilirken, Lozan'da fiilen sahip olunan Meis adası kaybedilmiştir. Ayrıca Yunanistan'a bırakılan adaların silahsızlandırılması sağlanmıştır. 12 adayı gezmeye başlayınca, bu adaları kaybettiğimize çok üzüldüm. Özellikle Rodos, kocaman kalesi ve sokakları ile fethedilmesi bu kadar zor iken, Yunanlıların savaşmadan adalara hakim olmaları ise üzücü.
 

Kıbrıs'ta 1878 yılında İngilizler'in Kıbrısı işgali ile kaybedilmiştir. Kıbrıs İngilizlere, Osmanlı'ya Ruslara karşı başlatılan savaşta ekonomik destek vermesi sözü ile bırakılmıştır. İngilizler yıllar içinde adadaki Rum nüfusunu arttırarak, adanın Yunanlılara bırakılmasına zemin hazırlamışlardır. Adada hala İngiliz hakimiyetinin etkileri gözlemleniyor. Adada trafik terste akmaktadır.


KOS ULAŞIM
 

Ada'nın mekezinde bulunan havalimanı (Antimachia) ile adaya ulaşabileceğiniz gibi, Bodrum'dan ya da diğer adalardan kalkan feribot ile de adaya ulaşabilirsiniz. Bodrum-Kos Kişi başı feribot fiyatı 17.5 euro, 2 euro da liman vergisi ödüyorsunuz. Biletinizin faturası mutlaka yanınızda olmalı. Bodrum'da kalenin ilerisindeki limandan, pasaport kontrolünden geçerek gidiyorsunuz. Liman vergisini de bilet alırken limandaki ofise ödüyorsunuz. Biletlerimizi internetten satın almıştık ve limanda biletleri yazdırdık. Kısa feribot yolculuğu sonrası, limanda uzun feribot kuyruğuna giriyorsunuz, allahtan sıra çabuk ilerliyor! Adadakiler çok sıcak kanlı ve hepsi çok iyi ingilizce konuşuyor.

Ada içi ulaşım için araç kiralayabilirsiniz. Ada'da mesafeler düşündüğünüz kadar yakın değil. Ada'nın merkezini yürüyerek gezebilirsiniz ancak diğer noktalara ulaşım için mutlaka araç gerekiyor. Ada'da motosiklet, buggies, araba ve bisiklet kiralamak mümkün. Mesafelerin kısa olmadığını ve gitmek istediğiniz noktaları belirleyerek ona göre araç kiralamanızı tavsiye ederim.
 

Ada'da arabasız gezmek istiyorsanız ki biz öyle yaptık, merkezden otboüslerle her yere ulaşabilirsiniz. Adanın merkezi Kos olarak geçiyor ve diğer köylere belirli saatlerde kalkan otobüsler var. Gidiş-dönüş planı yapıp, saatlere sadık kalırsanız, bir sorun yaşamazsınız. Kos'tan adanın diğer ucu olan Kefalos'a kadar gidip, 2 gün orada deniz tatili yaptıktan sonra geri döndük. Sonra akşam üzeri günbatımı izlemek için Zia köyüne giderek, son otobüs ile geri döndük. (En uzak nokta 4.80 euro iken yakın mesafe 1.8-2.10 arası değişiyor. Bütün saatler ve fiyatlar otobüs durağında, otel resepsiyonlarında asılı, internetten de ulaşabilirsiniz.) Otobüs durağı, Kos merkezden içeriye girince büyük bir meydan var, Eleftherias Meydanı buranın yan tarafındaki büyük mavi-beyaz kilisenin arka tarafında kalmaktadır. Ödemeyi otobüste yapıyorsunuz ve ulaşım oldukça rahat. Günü birlik birçok kişi denize gitmek ve gezmek için kullanıyor.

1. Kos Merkez
Adanın merkezi ufak bir yer, Bodrum sokakları gibi.. Sahil kısmında, Türkçe bilen restorantlar mevcut. Her yerde döner ve kapıda sizi bekleyen garsonlarla Türkiye'yi aratmıyor:) Sizi yoldan çevirip, oturtmaya çalışıyorlar. Arkalara çıktıkça, Kolokotroni caddesi üzerine kurulu dükkanlardan hediyelik eşya satın alabilirsiniz. Şehir merkezi kalabalık ve dar sokakları, tarihi kalıntıları ile tarih sayfalarında geziyorsunuz. Her yer de zamana meydan okumuş sütunlar, duvarlar, avlular ile karşılaşırken bir yandan meydanlarında gezip, kahvenizi yudumlayabilirsiniz.
 


Hipokrat Meydanı – Hipokrat Çınar Ağacı

Merkezin en güzel meydanı. Meydanın ortasında kocaman bir çınar ağacı ve deniz taşları ile döşenmiş yerleri ile sizi tarih sayfalarında yolculuğa çıkarıyor. Hacı Hasan caminin duvarlarına vuran güneş ışıkları, sokağı ve meydanı şenlendirirken, cami önündeki şadırvan ile hangi zamana ait olduğunuzu unutuyorsunuz. Meydana konumlanan restorant meydanı izlemek için güzel bir fırsat. Sol tarafta tuz ambarı bulunuyor. Kalenin korunaklı duvarları içindesiniz ve aşağı doğru ilerleyince daha küçük bir meydana iniyorsunuz, Platonou Meydanı. Ambarın kapısı ve küçük bir hamam bu meydana açılıyor, meydan ise sizi tuzlu masmavi deniz kokusu ile karşılıyor. Bu küçün meydanda Neratzia Cafe bulunuyor, 2 kocaman ağaç altında oturup kitap okuyup, deniz kokusu ve tarih dolu bir meydanda hayalgücünüzün imkan verdiği ölçüde başka diyarları ziyaret edebilirsiniz. Ya da sadece kahve içip, geçmişte bu sokakta nasıl bir hayat olduğunu hayal edebilirsiniz. Ya da anda kalıp, instagrama bakabilirsiniz (bu iyi fikir gibi değil:)).
 
Eleftherias Meydanı – Dimotiki Agor (Ancient Market/Açık halk pazarı), Arkeoloji müzesi (Archeological Museum of Kos), The ‘Egli’ building complex – Orfeas Sinema (Saatli bina) ve Defterdar Cami 
 

Kos ta heryer bu meydana çıkıyor gibi:) Denizden, otobüs durağından nereye gitmek isterseniz buradan geçiyorsunuz. Bu meydanda Dimotiki Agor (Ancient Market/Açık halk pazarı), Arkeoloji müzesi (Archeological Museum of Kos), The ‘Egli’ building complex-Orfeas Sinema (Saatli bina) ve Defterdar Cami bulunmaktadır. Meydanın tam ortasında, üzerinde made in Italy yazan bir sokak lambası bulunuyor. Akşam olunca meydanda koşuşturan çocukları saymazsaksak, meydan size çok şey anlatmaya çalışıyor. Defterdar cami ve önünce bulunan (2017 Bodrum depreminde yıkılmış) şadırvan ile hala orada yaşayan birileri olduğunu düşünüyorsunuz. Depremler olmasa, Kos bütün tarihi ile yıllara meydan okuyacakmış. Defterdar cami ve şadırvan, bir film karesinden çıkmış gibi, dondurmalarımızı alıp sokak lambası altında saatlerce seyrediyoruz, hikayeler yazıyoruz. İtalyanlar bu dönemde oldukça baskıcı olmalarına rağmen, şehre katkıları büyük. 1933 yılında zarar gören birçok cami ve bina yeniden yapılarak, şehre İtalyan hakimiyetini hissettiren binalar inşa etmişler. The ‘Egli’ building complex-Orfeas Sinema ve Dimotiki Agor (Ancient Market/Açık halk pazarı) binaları en güzel örnekleri. Market bizim eski halk pazarının modern yorumu, bu tabiki şimdiki hali, eskiden meyve-sebze, et, balık satışı yapılan bölümlere ayrılıyormuş. Saat kulesine sahip sinema binası ise kompleks olarak tasarlanmış ve sinema binası olarak kullanılmaktadır.


Kazouli Square
 
Arkeoliji müzesinin yanından denize dogru inerken, Eleftherias Meydanı bu ufak meydana açılıyor. Foro square olarak bilinen bu meydan önceden açık pazar yeri olarak kullanılmaktaymış. Burada eski şehrin batı kapısı olan Foro Gate bulunmakta, şuan sadece kapının kalıntıları mevcut. Buradan da Hipokrat meydanına yürüyorsunuz. Meydanın arka tarafı ise Ancient Agora olarak çevrelenmiş, eski şehre ait kalıntıların bulunduğu tarihi alan. Oldukça büyük alana yayılmış olan eserlerden depremler sebebiyle çok fazla yapı kalmamış, içinde gezerek, kalan kalıntıları ziyaret edebilirsiniz.
 
Castle of Neratzia
 
Şehrin uç kısmında konumlanan kale ve surları eski şehirden kalan en büyük eserler. Kaleye geçişi sağlayan Bridge of Palm Trees köprüsü altından artık araçlar geçmektedir. Şehrin sahil şeridinden geçen yol, köprü ile kesişiyor. Kaleyi gezebilirsiniz, sıcaktan dolayı biz tercih etmedik.
 


Diagoro Square – Eski Cami Meydanı

 
Şehrin arka tarafında kalan, sokakları ve restorantları ile kendine hayran bırakan, özellikle öğleden sonraları güneşin sarı ışıkları ile şenlenen meydan. Alışveriş sokağından buraya tırmanınca, çok şaşırmıştım. Restorantlarının güzelliği ve samimi ortamı ile birşeyler atıştırmak istiyorsunuz. Hem alışveriş caddesi burada bitiyor hem de buradan şehirdeki tarihi kalıntılara ulaşabiliyorsunuz. Meydan, eski cami meydanı olarak bilinmekte ve camiden geriye kalan tek minare meydanın ortasında yıllara meydan okumaktadır. Minareden aşağı inen merdivenleri takip ederseniz, Casa Romana ve Roman Odeon kalıntılarını gezebilirsiniz.
 

Roman Odeon – Casa Romana

 
Roman Odeon, Roma tiyatro binasının kalıntıları. Ufak bir tiyatro olmasına rağmen, tiyatro binası başarılı bir şekilde korunmuş ve iç kısmının bazı bölümleri gezilebiliyor. Tiyatronunun mimarisi hakkında bilgi veriyor. Zamanın İtalyan Başkanının bir konuşması bu sahnede yapılmış. Efes ile kıyaslanamayacak kadar küçük olan sahne görülmeye değer.

Casa Romana, kalıntıların olduğu bir alanda korunmuş Roma evi. İçeride döneme ait eserler ve heykeller sergileniyor. Bina Dışarıdan kırmızı kapalı bir bina gözüküyor ve giriş ücreti 3 euro. Leof. Grigoriou V caddesi üzerinde sırayla yer alan bu iki tarihi eseri kısa sürede gezebilirsiniz. Üstelik şehir merkezinden yürüyerek.


2. Kos Bisiklet Turu
 
Kos merkezi ve civar köyleri bisikletle gezmek için güzel bir fırsat. Bisiklet tutkunları ile grup halinde yollarda karşılaşıyorsunuz. Ancak yakın mesafeler bile 6-7 km yi bulabiliyor, kondisyonlu olmanız lazım. Özellikle şehir içinde bisikletle gezilebilecek alanlar belirlemiştir. Şehir içi bisiklet turu yapmak eğlenceli olabilir.
 

3. Kefalos 

 
Adanın diğer ucu:) Denizin bu tarafta güzel olduğunu okuyarak, akşamüstü feribotu ile adaya inince, gece 21:00 otobüsü ile yaklaşık 45 dk yolculukla Kefalos'a ulaştık ve 2 gün burada konakladık. Kefalos dağın tepesine konumlanmış ufak bir kasaba ve hayat daha çok Kefaslos’a giden yol üzerinde konumlanmaktadır. Paradise Beach, Camel Beach ve bizim kaldığımız Agios Stefanos Beach ile Kefalos arasındaki ana yol üzerinde bir sürü otel ve restorant bulabilirsiniz. Kaldığımız otel, çok şaşalı bir dönem geçirdikten sonra atıl kalmış gibi. Otobüste ineceğiniz oteli yada bölgeyi söylerseniz sizi istediğiniz noktada bırakıyor. Mesafeler birbirine uzak ve yürümek için kumsalı ya da ana yolu kullanmanız gerekiyor. Birde adanın bu tarafı çok fazla rüzgar aldığı için rüzgar sörfü yapmak için en uygun nokta, ancak bazı günler sahilde oturmakta zorlanıyorsunuz. Agios Stefanos kumsalı karşısında yüzerek geçebileceğiniz ufak bir ada (Kastri Adası), ada da minik mavi-beyaz bir kilise bulunuyor. Herkes denizden yüzerek gidip, adayı fethediyor:) Kilisede kimse yok ve kapalı, dışında ise bir çan mevcut, çanı birkaç kere sallayarak çalın ve tınısını dinleyin. Bu tarafta deniz kayalık olduğundan deniz canlılığı fazla ve güzel, tek problem bazı günler artan rüzgar!
 
Burası geceleri ıssızlaşıyor, civarda birbirinden farklı restorant ve cafe olsa da istediğiniz noktaya yürümeniz gerekiyor. Aracımız olmadığından akşam yürüyüşü yaparak, yemeğimizi yemiş olduk. Kefalosun deniz tarafı, liman (Harbour Road) olarak geçiyor ve burada da çok fazla otel mevcut. Harbour Road üzerinde yürüyüş yapabilirsiniz ve bence Kefalosun en güzel restorantları da burada yer alıyor. Konaklamak için iyi bir yer olabilir. Civardan çok uzaklaşmadan tatilinizi yapabilirsiniz. Özellikle rüzgar sörfü yapmak isteyenler için adanın bu tarafı tavsiye edilir, onun dışında merkezde kalıp, kumsallara günübirlik gitmek daha eğlenceli olur diye düşünüyorum.
 

Merkezden Paradise Beach, Camel Beach, Agios Stefanos Beach ve bütün kumsallara otobüs kalkıyor. Otobüs saatlerini kontrol ederek, kumsallara ulaşabilirsiniz.

 
4. Mastichari – Marmari – Tigaki – Zipari – Kardamena
 

Adanın diğer tatil bölgeleri, Mastichari – Marmari – Tigaki – Zipari – Kardamena'ya otobüsle ulaşım mümkün ve bu bölgelerde birbirinden güzel oteller mevcut. Özellikle adanın kuzeyinde kalan Mastichari – Marmari – Tigaki – Zipari ufak kasabalar halinde güzel bölgeler olarak görünüyor. Adanın güneyinde ise Kardamena kalıyor. Kefalos tarafından Agios Stefanos ta denize girdiğimiz için kumsallar konusunda bilgi veremeyeceğim. Otobüsle dönerken, Mastichari den geçiyor ve sonrasında Tam Tam Beach, Lido Su parkı derken hem şehir merkezine yakınlığı hemde çevresindeki aktivitelerden dolayı tatil için bu tarafı tercih edilebilirsiniz.


5. Zia Köyü – Gün Batımı

Kos'un balkonu olarak düşünebileceğiniz, bütün adayı ve gün batımı keyifle izleyebileceğiniz şirin, ufak bir köy. Arabamızı Datça'da bırakıp, tatilimize sırt çantalı olarak devam edince, bütün köyleri otobüsle geziyoruz ve ne mutlu ki bu küçük adada, her yere otobüsle ulaşım mümkün. Ayrıca hepsi saatinde geliyor. Zia köyünde gün batımını izleyeceğimiz için gün batmadan gidiyoruz. Virajlı bir yolla, dağın tepesine tırmanırken, koca otobüs nasıl bu kadar sert dönebiliyor diye düşünüyorsunuz. Otobüste herkes birbiri ile sohbet ediyor. Zirveye ulaştığınızda, tepeye konumlanmış minik bir köy görüyorsunuz. Gün batımını izleyebileceğiniz restorantlar mevcut. Her birinin manzarası farklı ve güzel. Köy merkezi hediyelik eşya, zeytinyağı ve kendi yaptıkları tarçınlı şerbeti satan dükkanlarla dolu. Köy mutfağı tarçın, limon ve zeytinyağından oluşuyor gibi:) Gün batmadan bir yere oturarak gün batımını izlemeniz gerekiyor. Tepeye tırmanıp, tepedeki kiliseyi geziyoruz. Sonra Su değirmeni (Watermill) tabelasını takip ederek, rengarenk bir kafeye giriyoruz. Batmak üzere olan güneşin kırmızı ışıkları, bu rengarenk sandalyeleri ve sülemeleri olan bu şirin cafeyi huzur dolu gösteriyor. Fotoğraf çekilmeye dalıyoruz. Cafenin yanında su değirmeni kapatılmış ve bir odada duruyor, gezebiliyorsunuz. Günbatımı buradan izlemeyi tercih ettik. Gün batımına karşı ev yapımı şaraplarını ya da limonatalarını deneyebilirsiniz. Kalymnos'a karşı gün batımını izlerken, gördüğünüzün en güzeli olduğunu düşünüyorsunuz. Yüzümüze yansıyan kırmızı ışıklar altında, güneşin son enerjisini hissederken, huzur doluyorsunuz. Vee güneş batıyor, lacivert saatler başlıyor. O sırada sağınızda kalan Bodrum'a selam gönderiyorsunuz. Bodrum ışıl ışıl parlıyor.

Gün batınca kendimizi pazar yerine atıyoruz. Köyün içinde Kos Natural Park – kocaman bir orman bulunuyor. Özellikle çocukların ilgisini çekecek bu orman aynı zamanda hayvanat bahçesi gibi. Zamanınız var ise burada keyifli zaman geçirip, bir yandan yürüyüş yapabilirsiniz.

6. Kalymnos-Plati-Pserimos (Üç Ada Turu)

Kos'ta konaklayıp, daha fazla Yunan adası gezelim diye düşünüyorsanız, bu tura mutlaka katılın. Günü birlik 35 euroya bu üç adayı ziyaret edebilirsiniz. Kalymnos sünger avcılığının yapıldığı sevimli bir ada. Bir kaç gün Kos'ta kalmayı planlıyorsanız, güzel bir seçenek olabilir çünkü bu adalar Kos'un hemen yanı başında.
 


Kos MutfağıYunan mutfağını Selanik, Kavala, Chalkidiki de tanıyan biri olarak, ilk defa bir Yunan adasındaydık. Adayı çok fazla turist ziyaret ettiği için Pizza, hamburger ve et ön planda. Aklımıza gelen geleneksel Yunan mutfağından biraz uzaklar. Adalarda mezeler kültürü olduğundan bahsetselerde benim gördüğüm sadece dolma (dolmadakia/yiaprakia), fava, tzatziki (cacık) ve peynir kızartması. (Datça'da 30 çeşit meze vitrinini gördükten sonra, meze kültürünü çok geliştirmişiz ve çokta başarılıyız.)

 

Pligouri – Bizim kısır benzeri ama pilavlık bulgurla yapılan, bulgur pilavı diyebiliriz.

Katmeria – Yabancı gelmemiştir:) şeker ya da balla servis edilen peynirli, bizim pişi dediğimiz (biz anneannemden pesmet diye öğrendik) onların pancake diye ingilizceye çevirdiği bir hamurişi:)

Anthous – Kabakçiçeği dolması

Saganaki – tavada pişirilen ve peynir, karides, midye ile çeşitlendirilen domatesli biberli bir tava yemeğidir.

Kızarmış Peynir – Beyaz peynir (Feta Cheese) ızgara ya da kızartma şeklinde pişiriliyor. Üzerine bal ve susam ile servis edilebiliyor ki en sevdiğim:)

Dondurma – İtalyanlardan çok iyi gelato yapmayı öğrenmişler, çeşit çeşit lezzetli dondurmaları var.

Souvlaki – Tavuk yada domuz ızgara şiş olarak düşünebilirsiniz. Tavuk şiş konusunda bizden iyiler, eti kurutmadan güzel pişiriyorlar.

Ev Yapımı Limonata – Özellikle Zia Köyünde ev yapımı limonata içmeyi unutmayın, oldukça lezzetli.

Kompologaki Restorant – Kefalos-Agios Stefanos Beach in hemen üst tarafında yer alan, kilise ve liman manzaralı sevimli bir restorant. Balık restoranı değil, souvlaki ya da et ürünü terci edebileceğiniz bir yer. Bu civarda kalıyorsanız, tercih edebilirsiniz.

Captain John – Kefalos, limanda yer alan restoranlardan biri. Aile işletmesi ve çalışanlar çok sıcakkanlı. Deniz ürünleri bulabilirsiniz, ancak çok başarılı olduklarını söyleyemem. Kefalos yemek açısından bizi hayal kırıklığına uğrattı.

Watermill – Zia köyünde tanıştığımız ev yapımı şaraplarının yanı sıra limonata ve tatlıları çok lezzetli olan, günbatımı manzaralı bir kafe. Rengarenk bahçesi ve süslemeleri ile sizi masal diyarında hissettiriyor. Yediğimiz çikolatalı pie yı unutmamız mümkün değil! Sıcacık ince bir dilim kek, üzerine dökülmüş çikolata sosu ve dondurma.. Sıradan bir kek görüntüsüne sahip olmasına rağmen acayip lezzetliydi. Yolunuz düşerse mutlaka deneyin.

Cafe Neratzia – Denize açılan mini bir meydanda, ağaçların gölgesinde oturup, soluklanabileceğiniz gizli bir alan. Sabah kahvaltısında gidip sandviç yedik ve çıtır baget ekmeği arasında, bol peynir, zeytin ile tamamen Yunan sandiviçiydi. Bizde peynir bol olmasına rağmen hiç böyle sandiviçler hazırlamıyoruz. Greek salad ın ekmek arası versiyonu:) Hem lezzetli hem sağlıklı! Baharatları çok iyi kullanıyorlar.

Ada'nın merkezinde dönerciler ve türkçe bilen restoranlar yaygın olmakla birlikte, adanın diğer ucunda Kefalos ta çokta zengin bir mutfak yok. Deniz ürünlerini bulmanız pek mümkün değil. Kos merkezde pizzacı, hamburgercilerin yanı sıra deniz ürünleri satan restoranlar bulunurken, biraz daha arkalarda, geleneksel Yunan mutfağı ile tanışabilirsiniz. Ancak adayı, Chalkidiki ile kıyaslayınca deniz ürünleri ve mutfak konusunda zayıf buldum.

 
Eylül, 2017